Year: 2014

Nakşın, Şiirin ve Şems’in Kenti -Tebriz-

Eğer doğuya ise yolculuğunuz, hem mekândır değişen, hem zaman…  Sihirli bir halının üzerinde uçarsınız, Kaf Dağı’nı geçersiniz. Bir var olur her şey, bir de yok… Neticesi murada ermek olan, gökten düşen üç elmayla kutlanan bir masalın içine düşmektir Doğuya yolculuk… Bu kez İran’a gitmeye karar verdik. İsa havarilerinin, Marko Polo’nun aklına uyup Mevlana gibi düştük […]

Boşnak Bahçe’de ölü bir deniz

Önce can eriği, sonra kiraz, ardından biz yeni yetmelerin sevdaları gibi çekine çekine gelirdi yaz. Yeşil sabahlara alışır ve her gün biraz daha soyunurduk kabanlarımızdan hırkalarımızdan. Gece olunca kaçmazdık rüzgardan. Varyemez’in Kahvenin arkasından başlayıp denize inen falezler boyunca şehrin bittiği yere kadar uzanan mahalle gırnata keman sesiyle canlanırdı. Okul yolu daha bir şenlenirdi sonra. Ceplerimizde […]

İki Mezartaşının Öyküsü

İlkinin adı Hristos’tu… Muhtemelen bundan yüz yıl kadar önce ölmüştü. İlginç bir öyküsü vardır tanışıklığımızın. İlginç, tesadüf dolu bir öykü… Anlatmasam olmaz. . . . Benim hatırladığım yıllarda Çantaköy heyelan sebebiyle iki kilometre güneydeki yeni yerine taşınmıştı. Boşaltılmış olan eski köy ise zamanın donup kaldığı bir eski zaman gravürünü andırıyordu. Geçmişteki görkemli devirlerin izleri olduğu […]

Medeniyet Köprü Kurmaktır

Bizim için köprü, bir akarsuyun iki yakasını birbirine bağlayarak yolun devamını sağlayan geçit olmaktan çok öte anlamlar taşıyor olmalı. Her şeyden önce bizler, binlerce yıldır üzerinden ırkların, kavimlerin, uygarlıkların gelip geçtiği bir köprü coğrafyanın sakinleriyiz. Yüz yıllardır yaşam alanımız olan topraklar Asya’yı Avrupa’ya bağlayan bir köprüden çok neye benzetilebilir ki. Tam olarak ne doğuya, ne […]

Yüz Elli Yıl Böyle Geçti

Çerkesler yüz yıllık kesintisiz bir özgürlük mücadelesinin ardından 21 Mayıs 1864’te yurtlarından sürülüp dünyanın dört bir yanına dağıtıldılar. Sürgünün üzerinden geçen yüz elli yıl bu halkın özgün dilini ve kültürel değerlerini büyük ölçüde aşındırdı. Hulusi Üstün, onların sürgün edildikleri diyarlara ait hatıralarının izini sürüyor bu kitabında. Anadolu bozkırında kaybolmuş Çerkes atlarının, Khabze adı verilen örf adet hukukunun, Çerkes toplumunun karmaşık sosyal yapısının, Türk Edebiyatının temel tiplerinden biri olan Çerkes kızı imgesinin konu edildiği öykülerinde Anadolu bozkırını, eski İstanbul sokaklarını, Balkanları, Arap çöllerini Kaf Dağı’nı gezdiriyor bize. Geziyor ve hayıflanıyoruz onun öykülerinde. Evet, Çerkesya bir ulu ağaçtı insanoğlunun tamahının yok ettiği, Çerkesya bir büyük günahtı, Kabil’in Habil’e ettiği.

Başa dön