Umar ne çok severdi kızı İremhan’ı. Gözleri mutluluktan ışıl ışıl parlardı onu izlerken. Kucağına alıp sıcaklığını duyduğunda göğsüne karışırdı sanki küçük kızcağızın bedeni. O, yaşlılık çağında Tanrının gönül avuntusu olarak verdiği bir hediyeydi. Sevgili eşi Muslimat’ın dünyayı terk etmeden önce kucağına bıraktığı bir yadigardı İremhan. Diğer altı çocuğunu dağlı geleneklerine göre sevememişti, sarılamamış, öpmemişti. Yaşlı […]
Çekerek Kıyılarında
Edebiyatın hayal, kurgu ve tarihten esinlenen faraziyelere kilitlendiği bir dönemde yaşamın gerçeğini pazarlıksız, kaygısız ve çekincesiz bir şekilde yansıtan hatıraları hangi okur özlemiyor ki. Reşat Nuri’nin ‘Anadolu Notları’, Ümit Yaşar’ın ‘Avrupa Görmüş Adam’ı…
Çerkes İnisiyatifini Doğru Okumak Yahut Çerkesin Dil Yaresi
Evet, yapacağım tespitler içimi acıtan ve beni kültürüm nam ü hesabına ye’se düşüren tespitler fakat birilerinin bunları söylemesi gerektiğini düşünüyorum. Yoksa Özdemir Asaf’ın şiirinde olduğu gibi ‘Lavinia yalanlar söylememizi istiyorsa ona yalanlar söyleyelim.’
Mısır Seferine Farklı Bir Bakış
Bazı yolculuklar, dünyanın seyrini değiştirir.
Bundan beş yüz sene evvel yine böyle bir yaz mevsiminde, kalabalık bir maiyet ve binlerce kişilik bir ordu ile İstanbul’dan Mısır’a doğru bir yolculuk başlamış idi. En önde burma bıyıklı koca padişah, onun da önünde rivayete göre hazreti Peygamber. Ordu’da Ulah vardı, Rum vardı, Arnavut vardı, Ermeni vardı, Sırp vardı, hepsinden önemlisi tüfek vardı, top vardı.
Tiflis’in Sorumluluğu
Yüz elli yıl önce büyük bir haksızlığa uğrayan, vatanları ellerinden alınan, zorla yurtlarından çıkartılan Çerkes halkı yaşadığı büyük trajediyi dünya kamuoyuna anlatacak araçlara sahip olamadı şimdiye dek. Bu nedenle trajik geçmişlerini kendi içlerinde birbirlerine anlatmaktan, suçluyu kendi kendilerine aramaktan öteye geçmeyen anma programları düzenlediler. Köklü bir cemiyet geleneğine sahip olan Çerkesler, var olan sivil toplum […]