Şehir insanın yeryüzündeki izidir. Ekilen toprak orman olur, yürünen yolu ot bürür, mezarı kaybolur insan dediğinin, adı sanı unutulur. Şehir kalır insandan geriye. Faniliğe meydan okuyan bir cüretle… Konstantin’den İstanbul kalır geriye, Remus ile Romulus’ten Roma, İskender’den İskenderiye… İnsan ve zamandır şehrin bânisi. Tanrının şehir kurulmak üzere bir takım ayrıcalıklar kattığı topraklar üzerinde zaman ve […]
BABAMIN ARDINDAN
‘Sizin hiç babanız öldü mü?’ Bir Cemal Süreya şiiri bu. Kendimi bildim bileli çok severim. İlk kez ne zaman okudum, nerede duydum hatırlamıyorum. Benim babam öldü. Ben de babası ölmüş herkes gibi kör oldum. Işığın sönmesi gibi olmadı benim babamın ölümü. Yanan bir mumun ağır ağır tükenmesi gibi oldu. On iki yıl sürdü. Ağır ağır […]
ÜMMETSİZ KALAN PEYGAMBERİN KALEMİNDEN
Bir ömür hatırasını zihnimde, sırtımda, göğsümde, kollarımda taşıyacağımdan haberdar olmadığım adamı tanıdığımda ben bir üniversite öğrencisi idim o ortaokul ya da lise… Bal rengi zeki gözleri olan utangaç çocuk… Lüzumsuz bir sürü işimden biri dolayısıyla olmasaydım o gün orada. Tanımasaydım… Şeyh Galib’in dediği gibi ‘Telh eder miydi kâmımı o zehirnak şerbet!’ Kasaba böyle… Bir sürü […]
Afrin’in Düştü Mü ?
Memleketin en büyük gazetelerinde sekiz sütuna manşet…‘Afrin Düştü!’Haberin içeriği bir yana, bu başlık beni garip düşüncelere ‘düşürdü.’‘Afrin düştü’ anladık da biz bu hallere nasıl düştük, işte orası müşkül iş. … Dil, hem düşüncenin hem de meramı ifadenin aracıdır. Bir başka deyişle dil bilgimiz oranında idrak eder ve düşünürüz. Dili bildiğimiz ölçüde derdimizi anlatırız. Dili bildiğimiz […]